BOŞANMANIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Algı  Psikodrama & Kişisel Gelişim ve Psikolojik Danışma Merkezi

Boşanmaların gerçekleşme sayısı arttıkça, parçalanmış ailelerin çocuklarında ortaya çıkan problemler günümüzde daha çok dikkat çekmektedir. Aileler boşandıkları için çocuklarına karşı bir sorumluluğunu yerine getiremediği düşüncesiyle kendilerini suçlu hissetmekte ve daha çok yardım arayışlarına girmektedir. Çocukların anne babalarıyla aynı çatı altında yaşamaya devam etmesinde elde ettikleri en büyük kazanç “güvenlik” ihtiyacının karşılanıyor olmasıdır. Çocuk alıştığı bildiği aile düzeni içinde yaşamını sürdürürken “belirsizlikten” uzak olduğu için kendini güvende hissetme ihtimali daha yüksektir.

“Güvenlik ihtiyacının karşılanması” bir bireyin sağlıklı ve mutlu yaşaması için temel taşlardan birisidir. Maslow, güvenlik ihtiyacını, fiziksel ihtiyaçların karşılanmasından hemen sonraki sırada belirlemiştir. İlkel insan topluluklarına baktığımızda, yiyeceği bulduktan sonra onunla güvenle beslenebileceği bir barınak oluşturduklarını fark ederiz. Çocuk için de durum aynıdır. Açlığının giderilmesi ilk ihtiyacıdır. Güvende hissedebilmesi hemen ardından gelir.

Bir bireyin psikolojik açıdan sağlıklı ve mutlu olması için bu temel ihtiyaçların asgari düzeyde giderilmesinden sonra sevgi, saygı, üretkenlik, kendini ifade etme, kendini gerçekleştirme gibi ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.

Boşanma eyleminin gerçekleşmesinin nedenlerine baktığımızda, geçimsizlik, iletişimsizlik, kötü muamele, sevgisizlik, duygusal açıdan tatmin olmama, ekonomik sıkıntılar, aile sorunları, aldatma gibi nedenlerle karşılaşırız. Bu problemler, çiftler arasında çözülemez duruma geldiğinde boşanma gerçekleşir. Hatta bazen gerçekleşemez ve sürüncemede kalır. Bu süreç bir kriz ortamıdır. Boşanma gerçekleşse de gerçekleşmezse de bu problemler çözülmezse, bu ortamın içinde kalan çocuk olumsuz olarak etkilenecektir.

Bu nedenle çocuk yetiştirirken tek amaç “evlilik birliğin” devam etmesi değil, çocuğa mutlu ve huzurlu olabileceği bir ortamın oluşturulması olmalıdır. Evliliğin devam ettiği durumlarda da eğer çocuk kendini güvende, sevilen, değer gören bir birey olarak görecek davranışlarla karşılaşmıyorsa, psikolojik açıdan sorunlar yaşayabilir. Bunun yanı sıra evliliğin içinde bulunduğu kriz sağlıklı bir şekilde çözülüp, boşanma çocuklar için uygun ve güven verici koşullar sağlanarak gerçekleşirse, çocuklar bu durumdan psikolojik açıdan bir yara almadan çıkabilirler.

Boşanma bir sistemin değişmesidir. Elbette çocuklar bu durumdan etkilenir. Ancak bu etki olumlu da olumsuz da olabilir. Eğer evlilik devam ederken çözülemeyen kriz, boşanmayla sağlıklı bir şekilde çözülebiliyorsa, daha sonrasında çocuğun mutlu olması için gereken ihtiyaçları karşılanıyorsa, çocuk olumlu da etkilenebilir. Ancak evlilikte çözülmeyen krize, boşanma süreci yeni bir kriz olarak ekleniyorsa ki genelde böyle oluyor, çocuklar da bu süreçten olumsuz olarak etkileniyorlar.

Bu süreçte çocuklar, suçluluk, terk edilme, güvensizlik gibi duygular yaşarlar. Bunun yanında haksızlığa uğrama, çaresiz hissetme, yalnız kalma korkusu da eşlik edebilir. Gereksiz sorumluluk duygusu da oluşabilir. Bu yoğun duyguların yaşanmasına sebep olan yine yetişkinlerdir. Çocuk anababa ya da akrabalar tarafından ailenin devamını sağlamakla görevlendirmişse, ekonomik açıdan ve barınma açısından belirsizlikler ortadan kaldırılmıyorsa, anne ya da baba iletişimi kesmişse, çocuk direkt suçlanmışsa olumsuz duygular ve bunun doğuracağı olumsuz süreçler ortaya çıkabilmektedir.

Çocuğun bu süreci sağlıklı atlatabilmesi için onunla iletişim kurulmalıdır. Boşanma sonrasında da anne babalık rollerinin aynen devam edeceği, çocuğun değerli olduğu, korunacağı ve sevileceği ona anlatılmalı ve inandırılmadır. Çocuk annesiyle de babasıyla da rahatlıkla görüşebilmelidir. Anne babalar ve akrabalar çocuğa diğerini asla kötülememeli ve onun hakkında olumsuz konuşmalara fırsat vermemelidir. Çocuğun mümkünse annesinin de babasının da yaşadığı mekanda kendine ait bir odası, değilse bir köşesi olması iyi olacaktır. Çocuğun duygularını anlatması ve karar sürecinde kendi düşüncelerini de ifade etmesi yerinde olan bir davranıştır. Çocuğun yaşına göre, boşanmanın ve yeni oluşacak sistemin ayrıntıları çocuğa açıklanarak, onun kafasındaki tüm belirsizliklerin ortadan kaldırılması mantıklı olacaktır.

Boşanma bir kriz dönemidir. Ancak bu krizi çocuklara mümkün olduğu kadar az yaşatmak gerekir. Boşanan çocuklar değildir. Tabii ki sistemin değişmesinden onlar da etkilenirler. Bu sistem değiştiğinde anne babaları yeni ilişki arayışına girebilir. Ama kriz döneminin arkasından girilen ilişki her zaman sağlıklı olmayabilir. Anne baba boşanma sonrasında çocuklarıyla bir partnerini tanıştıracaksa, önce buna çok net olarak karar vermelidir. Yeni bir evlilik olacaksa, çocuklar bu yeni evlilikten nasıl etkileneceğini de bilmelidir.

Son olarak boşanma sürecine karşı yaşanan duygular çok olumsuzsa ve çocuğu da olumsuz etkiliyorsa, gerçeklerin konuşulması mümkün olmuyorsa, bir uzmandan yardım alınması iyi olabilir.

Uzm. Psk. Dan. Aile Terapisti Rüya Turna

Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin