Hayallerimizin gerçek olmasını isteriz. Gerçeklik nedir ki? İnandığımız, gerçekten inandığımız şeyler gerçek olur. Hayalim dediklerimize ne kadar inanıyoruz? O hayalin bir gerçek haline dönüşmesini ne kadar istiyoruz. Bu hayalimiz gerçekleştikten sonra gidecek yerimiz, kuracak bir başka hayalimiz var mı? Bu hayalin gerçekleştiği sahneyi ne kadar aklımıza getiriyoruz?
Bir an durup düşünün… Olacağına inandığınız her şey gerçek olmadı mı? Olmasını istiyorum dediğiniz değil ama olmasını gerçekten istediğiniz ve o olayı hayal ederken gözünüzde canlandırdığınız, gözünüzde canlandırdığınız an gerçek olduğunu düşündüğünüz ve gerçekleştiğine yaşamınızda tanıklık ettiğiniz olayları hatırlayın…
İyi ya da kötü olmasını istediğimiz ve olacağına yürekten inandığımız şeyleri yaşarız. Aslında herkes kendi yaşam deneyimlerine baktığında bu örneklerden pek çoğunu hatırlayacaktır.
Bu; bazen güzel duygular hissedeceğiniz bir deneyim olurken, bazen cezalandırılacağınız ya da acı çekeceğiniz bir deneyim olabilir.
Hayatımızda inandıklarımızı yaratma gücüne de sahibiz.
Başarılı olacağımıza inanıyorsak, başarılı olduğumuz sahneyi hayal ederiz kolaylıkla ve bu hayalin gerçekleşeceği anı bir randevumuzu bekler gibi bekleriz. Ve o an geldiğinde de bunu kolaylıkla kabul ederiz.
Bir yalan söylediğimizde yakalanacağımıza ve o ana kadar elimizde olan bazı güç ya da özgürlükleri kaybedeceğimize inanıyorsak, bunu hayal ederiz. Bu korkularımız; aynı zamanda da hayallerimizdir. Bu olumsuz durumu zihnimizde yaratır, bunun olmasını bekler ve olmasından korkarız. Beklediğimiz an geldiğinde ise çok şaşırmayız. Tevekkülle kabul etmek ya da isyan etmek kendi farkındalığımızla ilgilidir. Bu bilgilere sahip olsak bile tevekkülle kabul edecek kadar farkındalığa ulaşmamışsak, acımız ve isyanımız büyük olabilir. Ama aslında deneyimlemek istediğimizi yarattığımızı kabul edebilirsek, yaşadığımız deneyimden öğreneceğimiz bilgileri edinmek çok daha kolay olacaktır.
Güzel duygular hissedeceğimiz yaşantılar deneyimlemek istiyorsak, öncelikle bunları yaşayacak güce ve hakka sahip olduğumuzun kabul ve inancına ermemiz gerekir.
Birinci adım, güzel duygular hissedeceğimiz bu olayın adını ve tanımını belirlemektir. Mutlu bir birliktelik; çocuk sahibi olunan bir aile yaşantısı; meslekte ulaşılmak istenen bir başarı; sınavda tüm soruları anlayıp, çözebilme ustalığı; on saatlik bir uçak yolculuğunda keyifle sohbet edebilmek ya da uyuyabilmek; çok şık bir evde yaşıyor olmak; son model spor bir araba kullanıyor olmak; sevdiğimiz birine istediği pahalı bir hediyeyi satın alabilecek güçte hissetmek gibi birçok olay sıralayabiliriz.
İkinci adım, bu olayın gerçekleştiği anı bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçirmek ve yapabiliyorsanız bu film gibi izlediğiniz sahneleri yazmaktır.
Üçüncü adım, bu yazdıklarınızın gerçekleşeceğine inanmak ve gerçekleşmesine izin vermektir.
Dördüncü adım, eğer bu inancınız oluşmadıysa, hayalini kurduğunuz şeyin sadece bir hayal olduğunu ve bunu gerçek hayatınızda yaşamanızın mümkün olmadığını düşünüyorsanız uygulamanız gereken yeni adımlardan oluşur.
Bu adımlar hayallerinize ulaşmanızın neden mümkün olmadığını anlamaya çalışma sürecidir. Bu süreç tek başına sürdürülmeye çalışıldığında zor olabilir. Çünkü kişi kendi dirençleriyle savaşarak, kendi engellerini bulmaya ve öğrenmeye çalışmak zorundadır. Bu noktada bir danışmandan, rehberden yardım alınması gidilecek yola ışık tutacaktır.
Engellerin farkına varılması ve engellerin ortadan kaldırılması süreci çetin bir yolculuktur.
Hayallerine gerçekten ulaşmak isteyen insanların çıktığı bir yolculuktur.
Mutlu olacağınız hayaller kurabilmeniz ve bu hayallere ulaşmanız dileğiyle…
Uzm.Psk.Dan.-Aile Terapisti & Psikodramatist RÜYA TURNA
...