SAĞLIKLI BİR YETİŞKİN OLMAK İÇİN ANNENİN ÖNEMİ

SAĞLIKLI BİR YETİŞKİN OLMAK İÇİN ANNENİN ÖNEMİ

Anne-çocuk bağı ve ilişkisi anne karnından itibaren başlamaktadır. Günümüzde gelişmiş ve anne olmaya karar veren bir kadın, çocuğunun iyi bir şekilde gelişebilmesi için daha sağlıklı beslenmeye, hamilelere uygun sporlar yapmaya, sigara ve alkolden uzak durmaya çalışır. Bebeğin karnındaki hareketleri hisseder, onunla konuşmaya çalışır. Doktora düzenli olarak kontrollere gider. Bebeğinin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelebilmesi için gerekli olan her şeyi yapmaya özen gösterir. Çoğu zaman kendisinden fedakarlıklarda bulunur.

Anne, bebeği için alabileceği en güzel ve en kaliteli kıyafetleri, oyuncakları, yatak odası takımını ve buna benzer birçok aksesuarı almaya çalışır. Gücünün yetebildiği en iyi hastanede doğumu gerçekleştirmeye özen gösterir.

Bebek doğduktan sonra onu uzun süre emzirir. Bebeğin gazını çıkartır, onu uyutur, besler, annesine ve hayata güven duymasına yardımcı olacak çoğu şeyi yapmaya çalışır. Anne bu süreç içerisinde bebeğinin tüm ihtiyaçlarını gidermektedir. Bebek anneye muhtaçtır. Anne de kendisine muhtaç olan bebeğe tüm sevgisini, ilgisini, bakımını ve zamanını ayırmaya çalışır. Kendisine muhtaç bir bebeğe bakım veren anne iyi hisseder, bebek için en önemli kişi olur. Anne ve bebek kendisini güçlü bir bağ içerisinde hissederler.

Bebek zamanla emmeyi bırakacak, yürümeye başlayacak, konuşup kendisini ifade edecektir. Biraz daha büyüyünce kendi yemeğini kendi yer hale gelecektir. Artık eskisi kadar annesine fiziksel bir ihtiyacı olmayacaktır. Bebek için de anne için de ayrışmaya başlamak zor olabilir. Ayrışmak her iki tarafı da endişeli veya korkmuş hissettirebilir. Buradaki önemli nokta, annenin bebeğe kendisinin her zaman orada olduğunu, istediğinde ona yardım edebileceğini göstererek ayrışmasını desteklemesidir.

Çocuk aynı desteği; anne çalışmaya başladığında, çocuk okula başladığında, anne evden uzun zamanlı ayrıldığında yani yeni durumlarda da beklemektedir. Anne işe gittiğinde veya çocuğu okula başladığında, çocuğunun tek başına idare edip edemeyeceği hakkında endişe duyabilir. Bu endişesini çocuğuna belli ettiğinde çocuğun kendisine olan inancı ve güveni düşecek, kendi başına idare edemeyeceğini düşünmeye başlayacak ve annesine muhtaç hissetmekle beraber kendisini de güçsüz hissedecektir. Fakat çocuğun özgüvenli, yaratıcı ve güçlü olması için annesi tarafından ayrışırken desteklenmek ve anlaşılmaktan başka bir şeye ihtiyacı yoktur.

Anne çocuğunu büyütürken; çocuğunun kendisini dinlemesini, kendisinin tavsiyelerine ve doğrularına göre davranmasını bekleyebilir. Çocuğun, hayatı ve kendisini tanımaya, doğruyu yanlışı ayırt etmeye, sevgiyi ve bağ kurmayı öğrenmeye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlarını anne ve babası gibi en yakınları ile karşılayacaktır.

Sağlıklı bir ailede çocuk ergenlik dönemine kadar hayatı ve kendisini büyük oranda tanımaya başlar. Çocuk ailesi için önemli olabilmek ve kabul edilmek adına onların doğrularını benimser ve bu doğrular ışığında yaşamaya çalışır. Fakat çocuk büyüdükçe şimdiye kadar öğrendiği şeyleri sorgulamaya başlar, ailesinden öğrendiği doğruların hangilerinin kendisi için uygun olup olmadığına karar vermeye çalışır. Bu sorgulama sürecinde kendisi için doğru olan şeyleri keşfedene kadar kendisi ve ailesi ile çatışmaya başlar. Sorgulayıp çatışmaya başlaması çocuk için büyütücü ve öğretici bir süreçtir. Ailenin çocuğun kendi fikirlerini ifade etmesine izin vermesi, çocukları ile tartışmaktan kaçınmaması ve tartışmanın sonunda çocuğa ve fikirlerine saygı göstermesi gerekmektedir.

İyi bir anne olmak için çocuğunu koruyup kollamaya çalışan kadın, farkına varmadan ona zarar verebilir ve bu durum hem anne-çocuk ilişkisine hem de çocuğun kendi hayatına olumsuz bir şekilde yansımaya başlar.

Bu zamana kadar, dedikleri çocuğu tarafından kabul edilen anne, çocuk ile ergenlik döneminde çatışma yaşamaya başladığında endişeli ve öfkeli hissedebilir. Bu derecede bir ayrışmaya hazır olmayan anne, hissettiği duygularla çocuğuna sözünü geçirmek, kendi doğrularını kabul ettirmek isteyebilir. Anne çocuğu için okuyacağı okula ve bölüme, birlikte olacağı kişiye, yapacağı hobilere kadar çocuğun hayatına müdahale etmeye çalışabilir. Böyle davranan bir anne empati kuramayacak, çocuğunu dinlemek yerine yargılayacaktır. Çocuk da annesi tarafından anlaşılmadığını ve kendisine saygı duyulmadığını ve önemsenmediğini düşünebilir, annesi ile iletişim kurmamayı tercih edebilir ve böylece anne-çocuk iletişiminde bozulmalar meydana gelebilir. Engellenmeler ve baskılar sonucunda da çocuk yalan söylemeye başlayabilir.

Ergenlik dönemi itibari ile çocuk yetişkin olmaya, kendisine ait fikirler üretmeye, kendisine ait bir hayat tarzı benimsemeye, kendi gelecek hayallerini oluşturmaya ve kendi doğrularına göre yaşamaya çalışmaktadır. Annesinin kendisini desteklemediğini fark eden ergen kendi doğrularını sorgulamaya başlayıp kendi hayatını sürdürmek yerine annesinin istediği hayatı yaşamaya başlayabilir. Doğruyu düşünmesine gerek yoktur çünkü onun yerine düşünen bir annesi vardır. Hayat başlarda kendisine kolay görünebilir ve anne de bu durumdan memnun olabilir. Fakat anne her konuda bilgiye sahip olmayabilir ve her zaman yanında olmayabilir. Bu gibi durumlarda çocuk ne yapacağını bilemez, bocalar ve kendisini yetersiz hissedip kendisine ve annesine öfke duymaya başlayabilir. Anneye bağımlı olan çocuk, hayatı boyunca kendisine annelik yapabilecek arkadaşlar ve romantik ilişkiler seçmeye eğilimli olup, onlara da bağımlı hissedecek, çevresindekileri kaybetme korkusuyla ve onları kaybetmemek adına yaşayacaktır.

Buna benzer bir şekilde annesi tarafından saygı görülmediğini, anlaşılmadığını düşünen çocuk anneye öfkeli hissedebilir ve annesine öfkesini belli etmenin yollarını arayabilir. Anneyi cezalandırmak adına, annesinin istemediği ve annesini sinirlendirebilecek birçok şey yapmaya çalışır. Halbuki çocuk burada da kendisi için değil yine annesini cezalandırmak adına annesi için yaşıyor hale gelecektir. Annesini cezalandırmaya çalışan çocuk, hayatı boyunca annesinin istemeyeceği tarzda arkadaşlar ve romantik ilişkiler seçme eğiliminde olacaktır. Bu tarz insanlar kendisi için uygun olmasa dahi, sadece annesi istemiyor diye onlarla birlikte olmaya devam edecektir.

Ergenin sağlıklı bir yetişkin hayatına geçmesi için aileye ne kadar uymayan taraflar olsa dahi, bunlar güzel bir dil ile ifade edilmeli, ama çocuğun değişmesi için uğraşılmamalıdır. Tüm anneler çocuklarının iyi bir okulda ve iyi bir bölümde okumasını, güzel bir yerde çalışmasını, iyi bir eş ile evlenmesini, güzel ahlaka sahip olmasını ister. Fakat bunların herkes için doğru olması, herkes için uygun olduğu anlamına gelmemektedir. Her çocuğun belli yetenekleri ve istekleri vardır. Önemli olan annelerin kendi isteklerinden çok, çocuğun gerçek yeteneklerini ve isteklerini görüp bu alanlarını desteklemesidir.

Annelerin küçük çocukları için verdikleri tüm emekler çok değerlidir. Çocuğun büyümesi ile de çocuk için değerli olan şey anne ile bağımlı olmadan bir bağ kurabilmesi, kendi fikir ve hayatını oluşturmasının desteklenmesi, hata yapmasına ve yaptığı hatalardan ders çıkarıp büyümesine imkan verilmesidir.

Anne – çocuk ilişkisinde zorlandığınız ve değiştiremediğiniz noktalar olduğunu düşünüyorsanız bir psikologdan destek almanızda fayda olacaktır. Güvenli ve güçlü bir bağ kurabilmeniz ve bunu devam ettirebilmeniz dileği ile…

 

Paylaşın:
Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin