Annelik mi? Kutsallık mı?

Algı  Psikodrama & Kişisel Gelişim ve Psikolojik Danışma Merkezi

Seanslarda insanların en çok gözlerinin dolduğu anlar anne babalarından, genellikle de annelerinden bahsettikleri anlardır.

İnsanın içine işlemiş, kazılmış, dışarıdan görünmeyen bir şekilde yazılmış bir ilişkidir anneyle olan. İç içe bir ilişkidir.
Hem psikolojik hem de fizyolojik olarak annenin içinde başlar hayatın. Daha sen yokken bile annenin zihninde senin bir taslağın vardır.
Karnındayken onun bedeninden beslenirsin. Var oluşun şekillenir yavaş yavaş. Bildiğin tanıdığın tek yer onun karnı, bedeni, duygusu, onun içidir.

Dünyaya geldiğin an ve sonrası ise hep bir ayrışma meselesidir. Kendi elini kolunu fark etme, ayağa kalkma, konuşma, annenin elini bırakıp yürüme derken kendi benliğini, kendi duygunu, kendi içini oluşturma savaşıdır. Yine de döndüğünde annenin senin için orada olduğunu ve olacağını bilmek istersin.

Çocuğun büyüme, annenin anne olma yolculuğunda bin bir türlü aksaklık yaşanabilir tabii. Annenin eski incinmişlikleri, gölgede kalmış yanları ortaya çıkabilir, çocuk zor bir mizaçla dünyaya gelmiş olabilir, aile maddi zorluklarla karşılaşabilir.
Bunlar gibi birçok nedenle ilişkiler zorlanabilir. Ancak ilişkiler iyileşir de. Nerede başlanırsa başlansın geç değildir.

Annelik kutsaldır. Ama anne saçını süpürge eden, türlü fedakarlıklar yapan, yemeyen yediren, içmeyen içiren, çocuğunu dünyanın merkezine koyan olduğu için değil.
Bu iç içe ilişkide çocuğun kendi olma yolculuğuna eşlik edebilme, kendi yaralarıyla yüzleşme ve onları sarabilme, yeri geldiğinde çocuğunu, yeri geldiğinde kendini önceliğe alabilme, bu ince çizgide dans edebilme cesaretine sahip olduğu için.

Anneliğe talip olan, hali hazırda anne olan, bu yolculukta büyüyen tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.

Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0)
  • ...

Yorum Ekleyin